В этот раз целое сочинение)
если вдруг кто хоть своими словами перескажет, если есть что-то важное.
KARAÇAY-BALKAR KRİZ YÖNETİMİ KOMİTESİ BASIN AÇIKLAMASI
Bilindiği üzere 29.12.2012 tarihinde Türkiye’ye sığınan ve Eskişehir Karaçay-Balkar Kültür ve Yardımlaşma Derneği tarafından Belpınar köyüne yerleştirilen Suriyeli (Şamlı) soydaşlarımız için büyük bir toplantı düzenlenmiştir.
Düzenlenen bu toplantıya Türkiye genelinden 7 sivil toplum kuruluşumuz ve bölge temsilcileri iştirak etmişlerdir. Toplantıda, 2012 Aralık ayında Türkiye’ye sığınan Suriyeli soydaşlarımızın görüşleri de alınmış ve Suriye’de yaşayan soydaşlarımızın durumu geniş çaplı olarak ele alınmıştır. Gelen soydaşlarımız tarafından, hayati tehlikelerin varlığı dile getirilmiş, genç erkeklerin büyük sıkıntı çektiği, yaşlılar, çocuklar ve özellikle de kadınların mağduriyetinden korkulduğu vurgulanmıştır. Verilen bu bilgiler ışığında, sorunun Karaçay-Balkar Milleti açısından vehamet ve aciliyet arzettiği ve Karaçay-Balkar halkı ile sivil toplum örgütleri olarak sahip çıkılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Fakat konunun soydaşlarımızın geleceğini yakından ilgilendiren çok yönlü sorumluluklar içerdiği de bir gerçektir. Bu nedenle, resmi makamlarla irtibata geçilmesi, devlet imkanlarının araştırılması ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından sunulan imkanlardan Suriyeli soydaşlarımızın en iyi şekilde faydalandırılmaları yönünde girişimlerde bulunulması uygun görülmüştür. Bu amaçla ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde girişimler ile çalışmaların koordinasyonunu yürütmek üzere bir komite oluşturulması karar verilmiştir. Bu komiteye Ankara dahil, çeşitli illerden toplumun güvenini kazanmış kişiler seçilmiştir.
Komite tarafından konu hızla değerlendirilmiş ve kısa süre içerisinde etkili çalışmalar yapılmıştır. Komitenin iki üyesi tarafından Suriye’de yaşayan Karaçay-Balkarlar ve diğer Kafkas halklarıyla ilgili 70 sayfalık bir rapor hazırlanarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgili Bakanlık ve kurumlarına sunulmuştur.
Bilahare Ankara’da yapılan ikinci Komite ve sivil toplumlar toplantısında konu her yönüyle ele alınmış ve strateji planı hazırlanmıştır.
Komite devlet makamlarından şu isteklerde bulunmuştur:
- Kalıcı bir kamp oluşturulması ve kampta ev ortamının sağlanması, başta eğitim ve sağlık olmak üzere sosyal ihtiyaçların giderilmesi,
- Peşi sıra gelebilecek tüm Kafkaslıların aynı kültürü paylaştıkları için aynı yerlerde kalmalarının sağlanması,
- Devletin belirlediği şehirlerde ikametlerinin alına bilmesi (Gaziantep, Şanlıurfa, Konya, Kayseri)
- En son aşamada ise komitemizce daha önce 1950’li yıllarda gelen şuan Türkiye’de yaşayan Şam’dan gelmiş soydaşlarımız emsal gösterilerek, Birleşmiş Milletler yetkilileriyle yapılan ön görüşmeler doğrultusunda uluslar arası hukuka uygun vatandaşlık girişimlerinin başlatıldığı yetkililere iletilmiştir.
Yukarıda sunulan taleplere büyük ölçüde olumlu cevap alınmış ve hayata geçirilmiştir.
Önceden gelen soydaşlarımız aracılığıyla kurulan iletişimde, Suriye’deki soydaşlarımız tarafından karayolu ulaşımının devamlılığının olmadığı, Şam’dan çıkışlarında hayatlarının risk altında olacağı, bu nedenle karayolundan gelemeyecekleri belirtilmiştir. Yine soydaşlarımız tarafından Türkiye’ye Beyrut’tan deniz yoluyla gelmelerinin mümkün olduğu, ancak yol masraflarına güçlerinin yetmediği ve bu konuda acil yardım isteği iletilmiştir. Bu olağanüstü durum karşısında halkımızın destekleri ile masraflar karşılanmıştır.
Bu şekilde gelen gruplar, limanda karşılanarak komitenin girişimleri ile devletimiz tarafından sağlanan imkanlar çerçevesinde Mersin ili Erdemli İlçe’sinde kurumlara ait sosyal tesislerde misafir edilmiştir. Grupların karşılanması ve tesislere yerleştirilmesi, konaklamaları sırasında sivil toplum örgütü temsilcileri ile komite üyelerimiz kendilerini yalnız bırakmamış ve her seferinde refakat etmişlerdir.
Son olarak 08.02.2013 tarihinde 135 kişilik kafilemiz Mersin’den karşılanmıştır. Kafilenin kalabalık olması nedeniyle Erdemli kampına sığamayacağı, bu sebeple de yeni gelenlerin Akkum’daki sosyal tesislerde misafir edileceği yetkililerce tarafımıza bildirilmiş ve gelen kafile, komite üyelerinin refakatinde Akkum’a yerleştirilmiştir.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde 180 bin kayıtlı, 100 binden fazla da kayıt dışı Suriye vatandaşının yaşamakta olduğu söylenmektedir. Kayıt altına alınanlar “ geçici koruma altına alınanlar” statüsünde turist olarak devletin imkânlarından dünya standartlarının üstünde faydalanmaktadır. Türkiye ‘ye sığınan Suriyeliler, üç ayrı kamp modeli bulunan özel bölgelerde yerleştirilmişlerdir. Bu bölgelerin özelliği gereği gelen sığınmacılar milliyetleri, dini mezhepleri veya ortak kültürleri gereği kamplaşmaktadır. Kafkas halkları için ayrı bir kamp oluşturulmasının en sağlıklı çözüm olacağı düşüncesiyle, komitemizin tarafından ilgili makamlara talep içeren dilekçe sunulmuştur. Yetkili makamlar tarafından talebimizin uygun görüldüğü ve ilgili birimlere talimat verildiği şifahen tarafımıza bildirilmiştir.
İlgili kurumlarla yapılan ilk görüşmelerde, sığınmacılar için devletin ücretsiz ikamet planladığı şehirlerin Gaziantep, Şanlıurfa, Konya ve Kayseri olduğu tarafımıza bildirilmiştir. Bu nedenle kurulacak Kafkas kampı için Karaçaylıların yoğun yaşadığı Konya ili tarafımızca tercih edilmiştir. Ancak, devletin programında orada bir kamp olmadığı, dolayısıyla alt yapı, çocukların eğitimleri, rehabilitasyonları, sağlık imkânları yönünden Suriye Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan 260 km uzaklıktaki Gaziantep Kampları’nın uygun görüldüğü öğrenilmiştir.
Resmi görüşmelerde, belirlenecek kamp yerine soydaşlarımızın yerleştirilmesinin yaklaşık 1 ay sonra mümkün olacağı ifade edilmiş, gelen misafirlerimiz bu süreçte devletin sağladığı ayrıcalıkla Mersin Erdemli ve Akkum ilçelerinde kurumlara ait aktif kullanılan sosyal tesislere yerleştirilmiştir.
Son gelen gruptaki misafirlerimizin yerleştirildiği gün Komiteye Gaziantep’te Kafkas kampının hazır olduğu ve hafta içinde kampa yerleştirilecekleri bildirilmiş idi. Ancak ertesi sabah ani bir şekilde soydaşlarımızın Gaziantep’e nakline geçilmiştir. Bunun da nedeni, soydaşlarımıza ayrılan evlerin hazır olduğunu ve boş tutulduğunu duyan, Suriye sınırında kampa girmek için bekleyen diğer Suriye vatandaşlarının artan talep ve baskıları nedeniyle, soydaşlarımızın kendilerine ayrılan yere acil olarak yerleştirilmesinin gerekmiş olmasıdır. Bu karar ve uygulama tamamen resmi kurumların yetkisi dahilinde olup, komitemizin inisiyatifi mümkün olmamıştır. Olması da mümkün değildir. Nitekim aynı şekilde uygulama kapsamında diğer Kafkas sivil toplum örgütlerine de 1200 kişilik kampın hazır olduğu bilgisinin ve yerleştirme talimatının verildiği, onların da bu hazırlıklara başladığı bilgisi tarafımıza ulaşmıştır.
GAZİANTEP SÜRECİ;
Gaziantep gidişinden bir gece önce Komitemizin iki üyesi Erdemli kampında yapılan bir toplantı da tüm soydaşlarımıza gidecekleri yerin özellikleri, sağlanacak imkânlar, sağlık ve günlük yaşam standartları, ikamet verilmesi, eğitim ve meslek edindirme çalışmaları ve hepsinden önemlisi orta vadede isteyenlere vatandaşlık için girişimlerin oradan daha sağlıklı gerçekleştirileceği vurgulanmıştır. Ayrıca soydaşlarımızın merak ettikleri soruları yanıtlanmış ve her şeyden önemlisi onlardan sabırlı ve inançlı olmalarını beklediğimizi komite ile derneklerin onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağı söylenmiştir. Toplantıya katılan soydaşlarımızın en çok merak ettikleri evlerin şekli idi. Komite üyeleri tarafından Kafkas kampının kesinlikle çadır kent olmadığı ve prefabrik konutlarda (2 ve 3 odalı tercihli, 24 saat sıcak su, ısıtmalı, banyo, tuvalet ve mutfak içerdiği) yaşayacakları üstüne basılarak anlatıldı. Bu açıklama diğer Kafkas sivil toplum kuruluşlarıyla da paylaşıldı. Bu kampın komitemizin başından beri mücadelesini verdiği Kafkas konteyner kampı (prefabrik konutlardan oluşan evler) olduğu anlatılmış, soydaşlarımız da taktirlerini alkışlarıyla göstermiştir.
Komite çalışmalarını ihlâsla ve aksatmadan yürütürken, Gaziantep yolculuğu esnasında konvoy içerisinde başlayan planlı provakatif girişimlerden habersiz kalmıştır. Komite üyelerimiz bu provakatif söylemler içerisinde bazı otobüslerde “Sizi Suriye’ye iade edilmek için götürüyorlar”, “Kampa girerken sizin elinizden pasaportlarınız mühürlenerek alınacak ve kamptan bir daha çıkamayacaksınız”, “sizi Arapların olduğu yerlere yerleştirecekler”, “sizi tel örgülü bir kampta askerlerin insafına terk edecekler”, “adam başı 150 dolara sizi sattılar” gibi ifadeler soydaşlarımız arasında büyük bir korku ve panik havası oluşturmuş ve komitemizin de şevkini kırmıştır . Aynı gece olaylar yatışmadan, olayların başlamasına sebep olan ailenin Arap kökenli damadına ait Suriye plakalı bir arabayla olay yerinden gizlice Suriye’ye döndüğü, yine 16 soydaşımızın Şam’a intikal ettiği bilgisi sınır kayıtlarında yer almaktadır. Bizler onları diğerleriyle birlikte geri götürme telaşındayken ortalıktan kaybolmaları diğer soydaşlarımız arasında da şaşkınlıkla karşılanmıştır.
Bir gece önce dinledikleri ve alkışladıkları doğrulara rağmen, bir takım kışkırtmalar, 1 aydır her ihtiyaçlarını karşılayan insanlara cephe alacak kadar büyük bir korku egemenliği kurmuştur.
Komite tüm bu olumsuzlukları soğukkanlılık ve sabırla karşılamış, kriz sonunda soydaşlarımızın talepleri doğrultusunda gitmek istedikleri illere aynı gece otobüsler kiralayarak nakillerini sağlamıştır.
Komitemiz tüm bu olumsuz gelişmelerin geride kalması gerekliliğinin en doğru seçim olacağını düşünmektedir. Çünkü şuan Türkiye’de bulunan soydaşlarımızın ihtiyaçlarının acilen giderilmesi gerektiği kanaatitindedir.
Fakat gelinen noktada en acı olan devletin sağladığı şartlar bakımında komitemiz büyük yara almış, devletimiz nezdinde hareket alanı daralmıştır.
Değerli Karaçay-Balkar Halkı,
Bu çalışmalar yapılırken 2 kez tarafımızca bildiri yayınlanmış ve bu bildirilerde Suriyeli kardeşlerimize açık bir davet yapılmıştır. Yapılan davette şu mesaj açıkça verilmiştir: “öncelikle can güvenliği kaygısı taşıyan ve özellikle savaştan etkilenerek mağdur kalanların Türkiyeli Karaçay-Malkarlar tarafından elden geldiğince ve devletin sağladığı olanaklarla sahiplenilecektir”.
Fakat bunun dışında bir taahhüdümüz olmamasına rağmen gelenlerin bir kısmının gelir gelmez “bize ev sözü verildi”, “oturma izni alındıktan sonra iş verilecekti”, “Çocuklarımızın okutulacağı söylendi” ve buna benzer birçok Komitemizi şaşırtan beklentiler dile getirilmiştir.
Defalarca bu vaatleri kimlerin yaptığı sorulduğunda ilk gelen sığınmacıların telefonlarla bu vaatleri Şam’dakilere yaptığı, yine daha önce gelen Suriyeli kardeşlerimizden bazılarının internet üzerinden bu vaatleri daha da abarttıkları fark edildi.
Her defasında can korkusu olanlar konusu tarafımızca duyurulsa da nedense, ne maksatla geldikleri belli olmayan kişiler de geldi. Gerçek ihtiyacı olanlardan birçoğunun hala orada kaçak oldukları ve onların ailelerinin gerçekten can korkuları taşıdıkları da anlaşıldı.
Şu bir gerçektir; Türkiye Cumhuriyeti’nin sağladığı imkânlar biraz da olsa kaybedilmiştir. En azından günde üç öğün sıcak yemek, ev ortamı, ikamet, eğitim, iş sıkıntıları söz konusu olacaktır. Daha önemlisi bu yaşananlardan sonra milletimiz arasında Derneklerimize ve Komiteye karşı fırsatçılar ortaya çıkmaya başlamıştır.
Şam’a dönmeyen soydaşlarımız için, derneklerimizin ve köylerimizin kısıtlı imkânlarıyla yaşam şartları oluşturulmaya çalışılmaktadır. Yaşanan bu olağanüstü durum karşısında, öncelikle soydaşlarımızın mağduriyetlerinin oluşmaması için acil ve yoğun çalışma zorunluluğu nedeniyle, ayrıntılı bilginin siz değerli kamuoyuyla paylaşılmasında gecikme yaşanmıştır.
Yeni sığınmacıların yardım isteklerinin karşılanması da zorunlu olarak ikinci plana alınmış bulunmaktadır.
Mevcut durumda, sivil toplum örgütlerimiz ve halkımızın teveccühü ile oluşturulan komitemiz, ihtiyaç olan her alanda destek ve katkılarını esirgemeksizin vermeye devam etmektedir.
Saygılarımızla…
KARAÇAY-MALKAR KRİZ KOMİTESİ